28 Temmuz 2009 Salı

Oldukça Ciddi Bir Sigara Bırakma Girişimi

Nereden aklıma geldiğini bilemediğim şekilde ve birdenbire, sigara bırakma arzusu oluştu bende. Hani tembeller anayasasında yazarmış ya "Ders çalışma isteğin geldiyse, otur geçmesini bekle" diye. Ben de oturup geçmesini bekledim bu isteğin. Geçmedi...

"Sigara nasıl bırakılır?", "Sigarayı bırakmanın faydaları", Sigarayı Bırakan Birinin Günlüğü" gibi yazıları okudum. Önceki seferlerde aklıma böyle şeyler geldiğinde cesaret bile edemeden vazgeçerdim bırakmaya çalışmaya başlamaktan. Ama... Bu sefer öyle olmadı. Yaklaşık 3-4 saattir aralıklarla da olsa sigaraya bırakabilir miyim düşüncesini evirip çeviriyorum zihnimde.

Galiba bu sefer bırakacağım.

Okuduğum yazılara göre öncelikle belli bir tarih tespit etmem gerekliymiş. Bazıları ise hemen bugün, mevcut paketi buruşturup çöpe atmakla başlayabileceğimi söylüyorlar. Ben belli bir tarih tespit ettim. Acırım para verip aldığım paketi bitirmeden çöpe göndermeye :) Ama, bu paket bitsin öyle bırakacağım da demiyorum.

Tarih tespit ettim: Ramazan'ın birinci günü.

Önümde 20-25 gün var. Bu süre zarfında da taktikler geliştireceğim tekrar sigara içmemek için. Örneğin, günü tespit edip duyurmak birinci adımdı. Bunu gerçekleştirdim bile :)

İkinci adım olarak daha az nikotin içeren bir sigaraya başlayacağım Ramazan'ın bir'ine kadar ki, bu da vücudumun nikotin ihtiyacının azalmasına ve alışkın olduğum sigarayı içmeyerek sigara alışkanlığımın törpülenmesine neden olacak. Muratti Azurro (eski adıyla Light) içiyorum. Akşam eve giderken Winston Light alacağım sevmediğim halde.

Hayattaki ilk hedefim 17 yıldır içtiğim sigarayı unutmak. Bakalım bundan sonra neler olacak.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Baba





Yaklaşık 2.5 yıldır amansız hastalıkla mücadele ediyordu BABAM...

O güne kadarki yaşantısına bakıldığında, sonucu kuvvetle muhtemel olana yakalanmıştı...

Dışarıdan bakanlar ve belki de biz ailesi bile, ne denli güçlü bir imanı olduğunu bu hastalığıyla öğrenmiş olduk.


Hastalığı;

Bizi birbirimize kenetledi...

İmanını ortaya çıkardı...


En zor anlarında dahi isyan etmedi...

Her daim şükretti Yaradanına ve

"Beterinden saklaması için" hep dua etti.


Hastalığının, Rabbimin kendisini affetmesi, kendisine dua etmesi için bir uyarı ve fırsat olduğunu söylerdi.


BABAM bana dürüst olmayı, yalan söylememeyi ve imkanlar dahilinde ihtiyaç sahibinin elinden tutmamı öğretti.


Elim olayın haberini, sabah 7:30'da gelen telefonla öğrendim. İlk şokun ardından ağabeyimi (Fahri) aradım ve nabzını tekrar kontrol etmelerini söyledim. Nafileydi... Ruhunu teslim etmişti bir tek ALACAKLISINA...


İnanamadım...

Bekliyordum...

Ama...

Bu kadar yakın mıydı BABA firkatin?

Daha bir gün öncesinde Baltalimanındaki doktora da gidelim diye konuşmamış mıydık?

ve bana "seneye de giderim köye ama...

Sonraki seneye çıkar mıyım bilmiyorum" dememiş miydin?


Kasımpaşa'ya vardığımda evin kapısı açıktı.

İçeriye, babamın yanına gittim...

Çarşafı yüzünden kaldırdım...

ve geri kapattım...


Allah'ım!

Sana hamd-ü senalar olsun ki babamı imansız almadın yanına...

Babamın hastalığında çektiği acılarını günahlarına kefaret eyle.

Bizlere de imanlı ölümler nasip eyle!


Gerek babamın hastalığı süresince, gerekse cenaze gününden bugüne kadar,

- Kasımpaşa'daki evimize bizzat gelip taziye dileklerini ileten,

- Yurdun çeşitli bölgelerinden Eynesil'e gelip cenaze merasimine katılan,

- Akşamları tertip edilen Kur'an-ı Kerim ziyafetine iştirak edip bizlerle birlikte amin diyen,

- Köseli'deki evimize gelip taziye dileklerini ileten,

- Mazeretleri dolayısıyla bu faaliyetlere iştirak edemeyen, ancak telefonla taziyelerde bulunan,

Hasılı bizleri yalnız bırakmayan, eş, dost, akraba, konu komşu ve hemşehrilerimize teşekkür eder, başta babam olmak üzere tüm geçmişlerimize Allah'tan rahmet dilerim.


Murat KARAMAN